Gönderen Konu: Osmanlı Devleti - III. Selim ve Dönemi  (Okunma sayýsý 44 defa)

Ensar7-8-3

  • Yönetici
  • Kıdemli Üye
  • *****
  • Ýleti: 264
  • Karma +17/-0
  • İst(anbul)forum-ForumBulut-BulutForum:Unutulmazlar
    • Profili Görüntüle
III. SELİM ve dönemi

 

 

Osmanlı sultanlarının yirmi sekizincisi, İslâm halifelerinin doksan üçüncüsü. Sultan Üçüncü Mustafa Hanın oÄŸlu olup, annesi MihriÅŸah Sultandır. İstanbul’da 24 Aralık 1761 târihinde, Topkapı Sarayında doÄŸdu. Åžehzâde Selim’in doÄŸumunda yedi gün, yedi gece "Åžehrâyîn", üç gece de Deniz Donanmasında tertiplenen merâsimlerle büyük ÅŸenlikler yapıldı. ÅžehzâdeliÄŸinde sarayda mükemmel bir eÄŸitim, öğretim gösterilip, terbiye edilerek yetiÅŸtirildi. Yüksek din ve fen ilimleri, Arapça ve Farsça öğrendi.

Veliahd Selim, devam etmekte olan Osmanlı-Avusturya-Rus Harbinde cephelerden gelen acı haberlere dayanamayan amcası, Birinci Abdülhamid Hanın vefâtıyla 7 Nisan 1789 târihinde Osmanlı Sultanı oldu. İçte ve dışdaki meseleleri hâl etmek için yüksek devlet memurlarının katıldığı, 16 Mayıs 1789 târihinde büyük bir dîvân toplantısı yaptı.

Dîvânda devlet meselelerinin halli için herkesin fikirlerini söylemesini istedi. Dîvândan sonra idârî, mâlî, siyâsî ve askerî meselelerin halli için tâlimat verdi. Avusturya ve Rusya ile harplerin devâmına karar verildi. Mâliyenin düzelmesi için, sarayda bulunan altın ve gümüş eÅŸyânın büyük bir kısmı paraya çevrilmek üzere, darphâneye gönderildi. Merkez ve eyâletlerdeki halk da Sultan Selim Hana yardımcı olmak ve saraya uymak için, altın ve gümüşlerini devlete teslim etti. Saray ve halkın yardımlarıyla cepheler takviye edildi. Fransa ve İspanya sefirleri sulh; Prusya, Kırım’ın kurtarılması için antlaÅŸma; İsveç ise Rusya’ya karşı yardım talebiyle harp teklif ettiler.

Sultan Selim Han, cephelerdeki harbin devâmını istedi. İsveç ile Rusya’ya karşı 11 Temmuz 1789 târihinde Beykoz İttifak AntlaÅŸması imzâlandı. 1788 yılından beri devam eden Osmanlı-Avusturya harplerinde, Serasker KemankeÅŸ Mustafa PaÅŸa, takviye kuvvetlerle YaÅŸ’tan Rus ordusuna karşı sefere giderken, Foksan’da Avusturya ordusunun âni taarruzuna uÄŸradı. Arnavutların ihânetiyle Osmanlıordusu, 1 AÄŸustos 1789 târihinde Foksan’da bozuldu. Avusturyalılar, Belgrat’a kadar ilerleyip, 8 Ekimde ÅŸehir düştü. 31 Ocak 1790’da Prusya ile Avusturya ve Rusya’ya karşı ittifak anlaÅŸması imzâlandı. Prusya’nın arabuluculuÄŸuyla Avusturya ile devam etmekte olan harbe son verilmesi kararlaÅŸtırıldı. Fransız İhtilâlinin Avrupa’da sebep olduÄŸu hâdiseler üzerine, İngiltere ve Prusya’nın müdâhalesiyle Rusya da antlaÅŸmaya taraftar hâle getirildi. Avusturya ile 4 AÄŸustos 1791 târihinde ZiÅŸtovi AntlaÅŸması imzâlandı. AntlaÅŸmaya göre; Avusturya 1788-1791 harbinde aldığı yerleri Osmanlı Devletine geri verecekti. Rusya ile 1787’den beri Kafkasya ve Balkanlar’da devam eden harp, 9 Aralık 1792 târihli YaÅŸ AntlaÅŸmasıyla neticelendi. Osmanlı Devleti, Rusya ile Avrupa’da Dinyester Turla Nehri, Kafkasya’da Kuban Nehri hudut kesildi. Osmanlı Devleti, ZiÅŸtovi ve YaÅŸ AntlaÅŸmalarıyla, en az kayıpla harbe son verip, büyük mâlî külfetlerden kurtulmuÅŸtur. Avusturya-Rus harplerinin antlaÅŸmalarla halli sonrasında; Avrupa devletlerinin 1789 Fransız İhtilâli’nin etkisiyle, ülkelerinde meydana gelen hâdiselerle uÄŸraÅŸması, Osmanlı Devletini geçici bir sulh devrine soktu.

Sultan Selim Han, devletin dışta sulh devrine girmesiyle; veliahtlığından beri düşündüğü ıslâhatların icraatına geçti. Osmanlı Devleti için lüzumlu askerî, idârî, iktisâdî, ticârî ve sosyal ıslâhatları Nizâm-ı Cedid adıyla tatbikat safhasına koydu. Son sefer ve harplerdeki mağlûbiyet ve kesin netîce alınamaması, askeriyenin ıslâhını daha fazla gerektiriyordu. Sultan Selim Han, devlet adamlarından aldığı lâyihalarla 24 Şubat 1793 târihinde, modern tarzda, yeni bir orduyu Nizâm-ı Cedid adıyla kurdu.

Nizâm-ı Cedid ordusunun masraflarının karşılanabilmesi içinİrâd-ı Cedîd Defterdarlığı kurulup, eski sadâret kethüdâlarından Mustafa Reşîd Efendi de bu iÅŸle vazifelendirildi. Levend çiftliÄŸinde kışla kurulup, yeni ordu hemen tâlime baÅŸlatıldı. Nizam-ı Cedîd ordusuna getirilen yenilik ve tâlimler, Yeniçerilere de tatbik edilmek istendi. Ancak Yeniçeriler, yenilik ve tâlimleri kabullenmeyerek, birkaç ay sonra eÄŸitimi terk ettiler. Ordunun teknik sınıfları takviye edilerek; humbaracı, lağımcı, topçu ocakları için yeni kânunlar yapıldı. 1794’te Teknik Üniversite mâhiyetinde Sütlüce’de Mühendishâne-i Berrî-i Hümâyûn kuruldu. Okulun öğretim üyesi, kitap, ders âlet ve edevatları yurtiçi ve dışından bütünüyle karşılandı. Nizâm-ı Cedîd ordusu yetiÅŸtirilmek üzere Ankara, Kayseri ve Konya’da teÅŸkilât kurulup, askerin mevcudu artırılmaya çalışıldı.Mülkî ıslâhat da yapılıp, Anadolu ve Rumeli toprakları, yirmi sekiz eyâlete ayrıldı. Âyanların eskiden olduÄŸu gibi halk tarafından seçilmesi kânun hâline getirildi. Resmî dâirelere tâlimat gönderilerek, yazışmalara, kullanılan dile, tâbirlere dikkat edilmesi ve halkın iÅŸlerinin sür’atle tâkip ve yerine getirilmesi istendi. İlmiye ricâli(ileri gelen devlet adamları) için yeni nizâmnâme yayınlandı. İlmî eserler yazılıp, pekçok kitap tercüme edilerek, yayınlandı. Ticârî ve iktisâdî sahada yenilik yapılıp, Zahire Nazırlığı kuruldu. Tecdid-i Kânun-i Tımar ve Zeamet kânunuyla, harbe katılmayan tımar ve zeâmet sâhiplerinden topraklarının geri alınması esâsı getirildi.

Gayri müslim esnaf ve tüccardan bâzıları vergi ve yurt dışına para kaçırmak ve Osmanlı ülkesinde oturduÄŸu halde, yabancı devlet tebaasına giriyorlardı. Bu durum ve paranın dışarıya çıkarılmasına karşı tedbir alındı. Avrupa devletlerine daimi elçilikler kurularak, 1793’te ilk tâyinler yapıldı. Avusturya, Fransa, İngiltere ve Prusya merkezlerine gönderilen elçiler; bulundukları memleketlerin yalnız siyâseti ve diÄŸer devletlerle olan münâsebetleri hakkında bilgiler toplamakla kalmadılar. Aynı zamanda, oraların kültürleri, her türlü ilerleme ve geliÅŸmeleri hakkında bilgiler toplayıp, rapor hâlinde İstanbul’a gönderdiler.

Avrupalılar ve Rusya’nın kışkırtmasıyla Balkan kavimleri, İngilizlerin teÅŸvikleriyle Arabistan’da Vehhâbi Bedevîler, OrtadoÄŸu’da Dürzî veMarunîler, Kölemen BeÄŸleri,Rumeli’de kânun kaçaklarından meydana gelen eÅŸkiyânın koruyucusu Kırcalılar da denilen DaÄŸlı EÅŸkiyası, devlete âsi olup, isyan çıkardılar. Bu meselelerin halli için teÅŸebbüs edildiyse de, Fransa’nın Balkanlar, Akdeniz, Kuzey Afrika, Mısır, Filistin ve Suriye’deki faaliyetleri ardından Napolyon Bonapart’ın 1798’de âni harekâtla Mısır’a asker çıkarması sebebiyle bütünüyle tam bir hal çâresi bulunamadı.

Sultan Selim Hanın hükümdarlığının üçüncü ayında çıkan Fransız İhtilali’yle, Avrupa devletleri Fransa’ya cephe olmasına raÄŸmen, Osmanlı Devleti meseleye karışmadığı gibi münâsebetlerini de dostâne devam ettirdi. Nizam-ı Cedid için, Fransa’dan teknik ve yetiÅŸmiÅŸ eleman getirildi. Fransa’nın müstakbel imparatoru General Napolyon Bonapart, memleketinde görevden alınınca, sultan SelimHanın dâveti üzerine, Nizâm-ıCedid Ordusunda vazife kabul etmiÅŸti. Osmanlı Devleti; ihtilâlle deÄŸiÅŸen yeni Fransız idâresini tanıyan ilk devletlerdendi. Fakat, Fransa’nın 1795 Basel AntlaÅŸmasıyla Venediklilerden Dalmaçya kıyılarını almasıyla Balkanlarda baÅŸlattığı istiklâl (bağımsızlık) fikri propagandası, tâkip edilen siyâsetin deÄŸiÅŸmesine sebep oldu.

Adâlet-EÅŸitlik-Hürriyet fikriyle yapılan Fransız İhtilâli, çıkış gâyesinden uzaklaÅŸarak, Fransa’nın yayılma siyâsetine döndü. Hırvat, Rum veSırplar arasında ihtilâl fikirlerini yaydılar; Yahûdîleri Filistin’de istiklale dâvet ettiler. Fransa, bununla da kalmayarak, sömürgecilik zihniyetiyle; İngiltere’yi Akdeniz’den çıkarıp, UzakdoÄŸu’daki İngiliz sömürgelerini ele geçirmek için Hind’e giden yolların en kısası olan Mısır’a sâhip olmak idealiyle, Osmanlı Devletinin toprak bütünlüğünü bozmaya çalıştı. Napolyon Bonapart, beÅŸ yüze yakın gemiye aldığı Fransız ordusuyla Akdeniz’e açılıp, Malta’yı iÅŸgâl ettikten sonra, 2 Temmuz 1798 târihinde İskenderiye’den Mısır’a çıkarma yaptı. Fransa’nın beklenmedik harp îlânı ve Mısır’a çıkarma yapması, İngiltere’nin menfaatlerine ters düştüğünden, Akdeniz’deki İngilizAmirali Nelson harekete geçti. Amiral Nelson, 1 AÄŸustos 1798 târihinde Fransız Donanmasını Ebûkîr’de maÄŸlup etti. Fransız donanmasının Ebûkîr’de imhâsıyla, Napolyon’un ve Mısır’daki Fransız ordusunun anavatanla irtibatı kesildi. Rusya, ihtilâlin tesirinden çarlığı korumak için Fransa’ya karşı Osmanlı Devletiyle ittifak kurdu. Karadeniz’den kdeniz’e geçirilen Rus filosu, Osmanlı donanmasıyla birlikte hareket etti. Arnavut sâhillerinin muhâfazası ve Venediklilerden Fransa’ya geçen yerlerin alınmasıyla vazifelendirilen Tepedelenli Ali PaÅŸa, Preveze’de Fransızları maÄŸlup etti. Osmanlı-Rus donanması Zenta ve Kefalonya adaları sâhilindeki Fransız gemilerini maÄŸlup edip, bir kısmını da zaptetti. Bu muvaffakiyetler üzerine, İngiltere ve Rusya ile antlaÅŸma imzâlanarak, ittifaklar resmîlik kazandı.

Fransız donanması imhâ edildiÄŸinden Napolyon Bonapart ve ordusunun deniz yolu, Akdeniz’de Osmanlı-İngiliz-Rus donanmasınca kapatıldığından, Osmanlı ülkesinde mahsur kalmıştı. Sultan Selim Han, Fransa’ya karşı ordu sevk etmek için tâyinlerde bulundu. Sayda Vâlisi Cezzâr Ahmed PaÅŸa, Mısır SeraskerliÄŸine tâyin edildi. Tırhala Mutasarrıfı Köse Mustafa PaÅŸa da deniz yoluyla Mısır’a gönderildi. Napolyon Bonapart, Mısır’dan çıkış yolu bulmak ve Suriye’ye hâkim olmak için, Akka’yı kuÅŸattı. Akka Kalesi,Mısır Seraskeri Cezzar Ahmed PaÅŸa kumandasındaki Nizâm-ı Cedid askerince, Fransızlara karşı kahramanca müdâfaa edildi. Napolyon Bonapart’ın inatla taarruzu, Fransızların çeÅŸitli hîle ve vaatleri Akka’da neticesiz kaldı. Cezzar Ahmed PaÅŸa ve Nizam-ı Cedid askerlerinin destânî müdâfaası karşısında kuÅŸatmanın altmış dördüncü günü, Napolyon Bonapart; "Akka olmasaydı, DoÄŸu İmparatoru olurdum." diyerek, büyük hayallerle kendisine baÄŸlanan Fransız ordusunu vebâ salgını, sefâlet ve maÄŸlubiyetle önce Kahireye çekip, sonra da yüzüstü bırakarak, 1799 yazında gizlice Fransa’ya kaçtı. Mısır’da kalan Fransızlar, Osmanlılara mukâvemet ettilerse de, üst üste maÄŸlubiyete uÄŸradılar. 27 Haziran 1801 târihinde imzâlanan tahliye mukâvelesiyle Fransızlar Mısır’ı boÅŸalttı. 25 Haziran 1802 târihli Osmanlı-Fransız anlaÅŸması, Fransa ile harp hâline son verdi. Mısır VâliliÄŸine, 1805’te Kavalalı MehmedAli PaÅŸa tâyin edildi. Napolyon Bonapart’ın İstanbul ÅŸehri ve Çanakkale ile İstanbul BoÄŸazlarını almak istemesi üzerine 24 Eylül 1805’te Osmanlı-Rus ittifâkı yenilendi.Napolyon Bonapart tehlikesine karşı İngiltere ve diÄŸer Avrupa devletleri Osmanlılara yardım talebinde bulundular. Fakat, Rusya ile ittifak ve İngiltere ile dostluk uzun sürmedi.

Arabistan Yarımadasındaki Vehhâbiler, Avrupalılardan gördükleri yardımlarla, çeÅŸitli batı dillerinde birçok yayınlarda da bulunup, 18 Åžubat 1803’te Tâif’i muhâsara ettiler. Sultan Selim Han, Arabistan’daki hâdiselere esaslı tedbirler almayı plânladıysa da; İngiltere ve Rusya Balkanlar meselesinden Bâbıâli’ye baskı yapmak istemeleri, muvaffak olamayınca, Rusya’nın harp îlân dahi etmeden Osmanlı hududunu ihlâli sebebiyle gerçekleÅŸtiremedi. Sâdece, Mısır Vâlisi Kavalalı Mehmed Ali PaÅŸa, sultandan aldığı emirle Vehhâbi isyanını bastırıp, Arabistan ve Mısır’da kısmen huzur ve asayiÅŸi temin etti.

Sultan Üçüncü Selim Han zamânında İngiltere’nin OrtadoÄŸu’da; Rusya veAvusturya’nın Balkanlarda Osmanlı Devletinin iç iÅŸlerine karışıp, müdâhaleci bir siyâset tâkip etmeleri, bu devletlerle harp hâlinde bulunan Fransa’ya yakınlaÅŸmaya sebep oldu. Osmanlı Devletine tâbi Eflâk Beyi Konstantin İpsilanti ile BoÄŸdan beyi Aleksandr Moruzzi, Rus yanlısı olduklarından azledilince, İngiltere ve Rusya’nın müdâhalesiyle karşılaşıldı. Rusya, harp îlân etmeden, General Michelson komutasındaki altmış bin mevcutlu Rus Ordusuyla, Eflâk veBoÄŸdan’ı iÅŸgâle baÅŸladı. Vezir-i âzam İbrâhim Hilmi PaÅŸa, sefer için Serdar-ı ekrem tâyin edildi.

Rusya’nın Balkanlara girmesiyle, İngiltere’de on altı gemiden meydana gelen bir İngiliz filosunuİstanbul önlerine gönderdi. İstanbul önlerine kadar gelen İngiliz donanması, Fransa ile münâsebetlerin kesilmesini, Osmanlı-İngiliz ittifakının yenilenmesini teklif ettiler. Kabul edilmeyince, teklifi daha da ağırlaÅŸtırdılar. Eflâk veBoÄŸdan’ın Rusya’ya, Çanakkale BoÄŸazının da İngiltere’ye teslimini teklif ettiler. İngiltere’nin teklifleri kabullenmenin ötesinde akıl ve hayâle sığmayacak derecede olduÄŸundan, İngilizler müzâkerelerle oyalanılarak, boÄŸaz sâhillerinin iki yakası askerlerin ve ahâlinin gayretleriyle kısa zamanda tahkim edildi. BoÄŸaz sâhillerine birkaç gün içinde bin iki yüzden fazla top yerleÅŸtirildi. İngiliz donanması, Osmanlı Devletinin ve ahâlinin kuvvetli tepkisini görünce, çekildi. Bunun üzerine İngiltere hükümeti, Akdeniz’deki İngiliz donanmasını Mısır’ın zaptıyla vazifelendirdi.

İngilizler, Osmanlıya âsi Kölemenlerle anlaşıp, 20 Mart 1807 târihinde İskenderiye’ye çıkarma yaparak teslim aldılar. Balkanlarda; İbrâhim Hilmi PaÅŸa, RusCephesine sefere çıkınca, İstanbul’da türeyen âsiler harekete geçti. Sultan Selim Hanın, Osmanlı Devleti lehine icraatlarına karşı, iç ve dış düşmanların aleyhine propagandasıyla muhâlefet baÅŸladı.

1806 Edirne Vak’asına sebep olan Nizâm-ı Cedid aleyhtarlığıyla baÅŸlayan muhâlefet, âsilerden Kabakçı Mustafa’nın liderliÄŸinde büyük hâdiselere sebep oldu. Yeniçeri zorbaları, 25 Mayıs 1807 Kabakçı Vak’asından sonra; asıl niyetlerini ortaya koyarak, 29 Mayısta Sultan Üçüncü SelimHanı hâl edip, tahttan indirdiler. Âsiler, Sultan SelimHanın amcasının oÄŸlu Veliaht Mustafa’yı Osmanlı tahtına geçirdiler. Sultan Selim Han, on dört ay Topkapı Sarayında nezâret altında yaÅŸadı. Kendisine sâdık devlet adamları ve âsilerin hükümetteki icraatlarını beÄŸenmeyen taraftarları, tekrar tahta geçirmek için faaliyet gösterdiler. Sultan SelimHan taraftarları, Rusçuk’taki Alemdar Mustafa PaÅŸa etrafında toplanıp, harekete geçtiler. Alemdar Mustafa PaÅŸa, Sultan SelimHanı tekrar tahta geçirmek için Rumeli’deki maiyetiyle İstanbul’a geldi. 28 temmuz 1807’de Bâbıâli ve Topkapı Sarayını basıp, Sultan Selim Hanı tahta geçirmek istediyse de muvaffak olamadı. Sultan Selim Han, 28 Temmuz 1808 târihinde Harem Dairesinde ÅŸehit edildi. 29 Temmuzda kalabalık bir cenâze merâsimiyle, Lâleli Câmii yanında babası Üçüncü Mustafa Hanın türbesine defnedildi.

Sultan Selim Han, yaratılışında halim, selîm ve çok zekîydi. Hayırsever olup, pekçok hayır müessesesi ve eserler yaptırdı. Üsküdar’da Selimiye Câmiini ve ÇiçekçiCâmiini yaptı. Eyüp Câmiini büyüterek yeniden yaptırdı. Karaca Ahmed’de Miskinler Tekkesi denilen Dedeler Mescidini yaptırıp, KüçükmustafapaÅŸa’da Gül Câmiini kiliseden çevirdi. Üsküdar’da hâlâ kullanılan meÅŸhur Selimiye Kışlasını, Heybeliada’da Deniz Harp Okulu olan Bahriye Mektebini, HalıcıoÄŸlu’ndaTeknik Üniversite mâhiyetindeki Mühendis ve Topçu mekteplerini yaptırıp yeni bölükler kurdu. Saltanatı müddetince içte ve dışta büyük düşmanlarla mücâdele etmesine raÄŸmen, ülke îmâr edilip, fazla toprak kaybı olmadı. Tam ıslâhata baÅŸlayacağı zaman ÅŸehit edilmesi, düşündüğü büyük hizmetlerin yerine getirilmesine mâni oldu.

Unutul-A-mayan 3 Site..
İlk Site:
www.bulutforum.com
İkinci Site:
www.forumbulut.tr.cx
Bu iki site kapandı..
Ancak yeni bir site daha var!!
Paylaşımın yeni bir adresi:
www.istforum.awardspace.biz