Gönderen Konu: Osmanlı Devleti - Abdulaziz Han ve Dönemi  (Okunma sayýsý 64 defa)

Ensar7-8-3

  • Yönetici
  • Kıdemli Ãœye
  • *****
  • Ýleti: 264
  • Karma +17/-0
  • Ä°st(anbul)forum-ForumBulut-BulutForum:Unutulmazlar
    • Profili Görüntüle
ABDÜLAZîZ HAN

ve Dönemi

 

 

Osmânlı pâdişâhlarının otuzikincisi ve islâm halîfelerinin doksanyedincisidir. Sultân ikinci Mahmûdun ikinci oÄŸludur. 1245 [m. 1830] de tevellüd edip 25 Hazîran 1277 [m. 1860] de halîfe oldu. 1293 [m. 1876] de Dolmabağçe serâyından alınıp, Topkapı serâyına habs edildi. BeÅŸ gün sonra Midhat pâşa ve serasker [savunma bakanı] Hüseyn Avnî pâşa, Süleymân pâşa ve arkadaÅŸları tarafından, Fer’ıyye serâyında Kur’ân-ı kerîm okurken bilek damarları kesdirilerek ÅŸehîd edildiÄŸi, sultân Vahîdeddînin baÅŸ kâtibi, Alî Fuad beÄŸin hâtıralarında yazılıdır "rahmetullahi teâlâ aleyh". Fer’ıyye serâyı, BeÅŸiktaÅŸ ile Ortaköy arasında, Galata-serây lisesinin orta kısmı olan yalıdır. Sultân Mahmûd türbesindedir. Sultân Murâd, bu iÅŸkenceli ölümü iÅŸitince, korkudan aklı bozuldu.

(Belgelerle Türk târîhi dergisi)nin 1967 Kasım ve 2 sayılı nüshasında diyor ki: Ä°stanbul üniversitesine baÄŸlı kıymetli eserler arasında, Ä°bnül-Emîn Mahmûd Kemâl beÄŸin [3310] numaralı defterinde, sultân Abdül’azîz hânın annesi Pertevniyâl vâlide sultânın söyleyip yazdırdığı (SergüzeÅŸt-nâme) vardır. Yıldız evrâkı arasında görülüp, Ä°bnül-Emîn Ahmed Tevfîk beÄŸin, 1336 [m. 1918] de sûretini çıkardığı bu sergüzeÅŸtnâmede Pertevniyâl sultân diyor ki: 1293 [m. 1876] senesi, Cemâzil-evvelin yedinci [30 Mayıs] günü, sabâha karşı sâat sekizde, vâlide sultânı yatakdan kaldırıyorlar. Sultân, oÄŸlu Abdül’azîz hânı uyandırıyor. Halîfe, (Anne bunu bana kim yapdı? Beni sultân Selîme mi döndürecekler? Ben kime ne etdim?) diyor. Vâlide sultân (Avnî pâşa etdi) diyor. (Yalnız Avnî etmedi. Rüşdü pâşa ile Ahmed ve Midhat pâşalar da, bu iÅŸe dâhil. Ben bu felâketi otuz kırk def’a rü’yâmda gördüm. Bundan sonra, Cebrâîl gökden inse, devlet reîsi olmam. Cenâb-ı Hakkın takdîri böyle imiÅŸ) diyor. 30 Mayıs 1876 Salı günü kayıkla Topkapı serâyına götürülüp, üçüncü Selîm hânın ÅŸehîd edildiÄŸi odada, habs olunuyor. Çorba gönderiyorlar. Kalfa (Kaşıksız, efendimizin önüne nasıl koyayım?) diyor. Bir kırık tahta kaşık veriyorlar. Halîfe, biraz içiyor. Abdest almak için, na’lın aratıyor. (Ä°zn yok) diyerek vermiyorlar. Abdesthâneye yalın ayak giriyor. Üç gün kuru tahta üstünde aç, susuz bırakılıyor. Kayıkda yaÄŸmurdan ıslanmış olan elbisesini çıkarmak için gecelik istiyor. (Ä°râde yokdur) diyerek vermiyorlar. Sultân Murâda tebrîknâme ve acıklı mektûblar gönderip yalvarıyor. Dördüncü gün, (2 Hazîran sabâhı) sultân Murâdın irâdesi ile diyerek, Fer’ıyye serâyına götürüyorlar. İçeri hızlı girdiÄŸi için, bir süngülü asker, göğsünden itiyor. (Annem nerede?) diyor. Annesi koÅŸup gelerek, yukarı çıkarıyor. Askerlerin saygısızca konuÅŸdurulduÄŸunu görünce, (Aman anneciÄŸim. Bunlar beni öldürecekler) diyerek aÄŸlıyor. Ä°ki gün sonra, eski, yırtık eÅŸyâ gönderiyorlar. Askerler, ikide bir, kılıcını isteriz diye hücûm ediyor. Vermiyor ise de, Vâlide sultân, gizlice vermek zorunda kalıyor. 4 Hazîran sabâhı Vâlide sultân içeri gelip, kapının açık olduÄŸunu ve halîfenin kanlar içinde yatdığını görünce, feryâd ediyor. Halîfe, ellerini, annesinin göğsü üzerine koyup (Allah, Allah) diyor. Gelenler, Vâlide sultânı baÅŸka odaya götürüyor, kulağındaki küpeleri ve yüzüğünü çekip alıyorlar. Halîfeyi eski bir perdeye sarıp, Ortaköy karakoluna götürüyorlar. Cân çekiÅŸirken Rüşdü, Midhat ve Avnî pâşalar ve yardakçıları gelip, (Bizi azl et!) diyerek alay ediyorlar. Vâlide sultân, (Arslanım ÅŸehîd oldu. Beni de ÅŸehîd etsinler) diye feryâd ediyor. Asker gelip, (Sultân Murâd irâde etdi. Seni BeÄŸlerbeÄŸi serâyına götüreceÄŸiz) diyorlar. Vâlide sultân, (Benim yerim, Yeni-serâydır) diyor. Vâlide sultânın kollarından çekip yalın ayak, yaÅŸmaksız ve ferâcesiz karakola götürüp, pâşalara seyr etdiriyorlar. Halîfenin zevcelerinden Tıryal hânım efendi gelip, (Cânım, Allah rızâsı için nâmûsu ile oynamayın. Hiç olmazsa araba ile götürünüz) diyor. Pâşalar, baÅŸarılarından pek keyfli kahkaha atmakdadırlar. Tıryal hânımın arabasına bindirilerek yeni-serâya (Topkapı serâyına) götürülüyor. BaÅŸka araba ile Tiryal hânımı da, zorla oraya götürüyorlar. Üç gün sonra kızlar aÄŸası Topkapı serâyına geliyor. Ä°ki sultânın ayrı odalarda baygın yatdıklarını görüyor. Altı gece sonra, odalarına birer kandil gönderiliyor. Otuzsekiz gün sonra Fer’ıyye serâyına götürülüyorlar. Kapı ve pencereleri çivileniyor. Sekiz gün Vâlide sultâna eziyyet ederek (Mallarının yerini bildir) diyorlar. Dokuzuncu gün, pencereler açılıyor. 31 AÄŸustos 1876 da beÅŸinci Murâd tahtdan indirilip, Dolmabağçe serâyından Çırağân serâyına götürülüyor. Sultân Abdülhamîd hân tahta çıkınca, iÅŸkencelerden kurtulup, râhata kavuÅŸuyorlar. Sultânlara yapılan iÅŸkencelerin, sultân Murâdın emri ile olduÄŸunu söylerlerdi. Hâlbuki sultân Murâdın birÅŸeyden haberi yokdu. Sultân Abdül’azîzin tebrîklerini ve yalvarmalarını pâşalar sultân Murâda göstermiyor. Sultân adına kendileri cevâb yazıp aldatdıkları, [m. 1959] târîhli askerî târîh mecmû’asında uzun yazılıdır.

[m. 1967] de Ä°stanbulda basılmış olan T.Yılmaz Öztunanın (Türkiye târîhi)nin onikinci cildinde özetle diyor ki: (Sultân Abdül’azîzin hal’ edilmesi, birkaç ahlâksız veyâ sâfdil devlet adamının, ÅŸahsî ihtirâsları uÄŸruna oldu. Bunların başında, eski sadr-ı a’zam Hüseyn Avnî pâşa geliyordu. Kurmaylıkdan yetiÅŸmiÅŸ, üç def’a serasker olmuÅŸdu. Bir uÅŸağın oÄŸlu idi. (Kînim dînimdir) diyen kindâr adamlardan biri idi. Mason Fuâd pâşanın yetiÅŸdirmesi idi. Meziyyetsizliklerinden, kötülüklerinden dolayı azl olunur, sonra entrikalarla yine bir makâm kapardı. Mahmûd Nedîm pâşa tarafından azl edilip sürüldüğü ve rütbesi ve nişânları alındığı için, pâdişâha kin baÄŸladı. Sultânı tahtından indirmeÄŸe ve öldürmeÄŸe karâr verdi. Londraya gidip, ingilizlerle bu iÅŸi plânlaÅŸdırdı. Fâci’anın ikinci adamı Midhat pâşanın batı kültürü olmadığı gibi, din bilgisi de yokdu. Tuna ve BaÄŸdâd vâlîliklerinde yapdığı iÅŸler, Avrupa basınında alkışlanmış, bilhâssa ingilizler tarafından şımartılmışdır. Hislerine kapılan, acele ve yanlış karârlar veren, bu yüzden iyi iÅŸ görmeÄŸe müsâid olmıyan bir adamdı. Âli pâşa gibi, ölünciye kadar sadâretde kalacağını umarken, iki ay içinde azl edilmesini, gurûruna yidirememiÅŸ, hükmdâra düşmân olmuÅŸdur. İçki masalarında, devlete âid karârlar alırdı. Ä°ngilteredeki parlamento idâresini aynen alırsa, Türkiyenin aynen Ä°ngiltere olacağını sanırdı. Böyle bir idâreyi yürütecek tek ÅŸahsın, kendisi olacağına inanırdı. Midhat pâşanın, meÅŸrûtiyyeti te’sîs edebilmek için hal’ iÅŸine karışdığını ileri sürmek, gerçeÄŸe hiç de uymamakdadır. Avnî pâşa, hal’ projesini Midhat ve Åžirvânîzâde Muhammed Rüşdü pâşalara, sonra zemânın sadr-ı a’zamı mütercim Rüşdü pâşaya açdı. Åžirvânîzâdeden yüz bulamayınca, onu Tâife sürdürdü ve orada zehrletdi. Midhat pâşa, sadr-ı a’zam Mahmûd Nedîm pâşanın, kendisini merkezden uzaklaÅŸdıracağını vehm ederek, hal’ iÅŸine karışmışdır denilebilir. Hal’ iÅŸine Midhat pâşanın emri ile, uydurma fetvâ veren ÅŸeyh-ul-islâm Hasen Hayrullah efendi de, bu makâmından, önce azl edilmiÅŸ, bu yüzden sultâna kin baÄŸlamışdı. Sultân Abdül’azîz, bunun için, (O, serâyda iken, müfsid imâm denirdi. Rüşdü pâşanın tavsıyesi ile ÅŸeyh-ul-islâm yapdık, Allah vere de, bir halt etmese) demiÅŸdir.

Sultân Abdül’azîzin hal’inin bir vatanperverlik olacağına inanan tek adam, harb okulu nâzırı [kumandanı] Süleymân pâşa idi. YirmibeÅŸ Mayıs gecesi, Redîf ve Süleymân pâşalar, Avnî pâşanın Kuzguncukdaki evinde toplanarak, üçyüz (300) harbiye talebesinin Dolmabağçe serâyını kuÅŸatmasına karâr verdiler. Talebeye, Sultânı korumak için gidiyoruz denildi.

Avnî pâşa sultânı öldürmeÄŸi çokdan plânlamış ve nihâyet bu cinâyeti iÅŸlemiÅŸdir. Uzun zemân serâyda casûsu olan, ikinci mâbeynci Fahri beÄŸi bu iÅŸde kullandı. Cezâyirli Mustafâ pehlüvânı ve Yozgadlı pehlüvân Mustafâ çavuÅŸu ve Boyabatlı hâcı Mehmed pehlüvânı Fer’iyye serâyına bağçıvan yapdılar. Fahri beÄŸle bu pehlüvânlar, odaya girip, uzun döğüşmeden sonra bileklerini kesip pencereden bağçeye kaçdılar. Avnî pâşa, çığlık seslerini duyarduymaz, Kuzguncukdaki yalısından, kayıkla, hemen Fer’ıyyeye geldi. Ölüm raporunu imzâlamak istemiyen iki doktordan birini, Avnî pâşa hemen Trablusgarba sürdü. Ä°kincisi olan Ömer beÄŸin apoletlerini [formalarını] hemen orada sökmüşdür. 1293 [m. 1876] Hazîranın 4. cü günü sabâhı, sultân Abdül’azîzin Ortaköy sâhilinde Fer’ıyye serâyındaki odasından garîb sesler gelmeÄŸe baÅŸladı. Sâat dokuz buçukda odaya girenler, eski hâkanı kanlar içinde buldular. Ertesi gün yayınlanan hükümet teblîği, şöyle diyordu: (Sultân Abdül’azîz sakalını düzeltmek üzere istediÄŸi küçük makasla her iki bileÄŸinin damarlarını açarak intihâr etmiÅŸdir. Serasker Avnî pâşa cesedi karakola nakl etdirmiÅŸdir.) Bu teblîğ ve ekli tabîb raporu, hiç kimseyi inandıramadı. Doktorlara yalnız bilekler gösterilmiÅŸdir. Avnî pâşa, birkaç sene önce de, sultân Abdül’azîzi zehrlemeÄŸe teÅŸebbüs etmiÅŸdi. Midhat pâşa, ölümü iÅŸitince, (Hâkanın muhâfazası pek müşkil ve tehlükeli olduÄŸundan, bu vech ile vefâtı pek iyi oldu) demiÅŸdir. Mâliye nâzırı Yûsüf pâşa ise, (Mel’ûn herif [Avnî pâşa] pâdişâhın başını yidi. Ä°nşâallah yakında o kâtil de katl edilir) demiÅŸdir. Sadr-ı a’zam mütercim Rüşdü pâşa da, (Na’şı karakola çıkardıkları zemân canlı imiÅŸ. Hekimler de, canlı olduÄŸunu tasdîk eylediler) demiÅŸdir. Üç pehlüvâna yüzer altın mâ’aÅŸ baÄŸlanarak, sırrı ifşâ etmeleri önlendi. Sultân Abdül’azîzin na’şını yıkayan sekiz imâm, Yıldız muhâkemesinde, sultânın iki diÅŸi kırılmış, sakalının sol tarafı yolunmuÅŸ, sol memesi altında büyük bir çürük vardı demiÅŸlerdir. Pehlüvânlar da, yapdıklarını sonradan i’tirâf etmiÅŸlerdir. Ä°ntihâr edecek ÅŸahsın her iki bileÄŸinin damarlarını birlikde kesemiyeceÄŸi de tıp ilminde meydândadır. Ä°smail Hami DaniÅŸmend 5 ciltlik Ä°zahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi adlı kitabında Sultanın ölüm sebebinin intihar olmayıp, cinayet olduÄŸunu 31 delil ile izah etmektedir. Hüseyn Avnî pâşa, sultân Abdül’azîzin hal’ edileceÄŸini birkaç sene önce Londrada Ä°ngiliz nâzırlarına söylemek cesâret ve hiyânetinde de bulunmuÅŸdu. Bunun için, (Encyclopaedia Britannica) intihâr tezini ileri sürmekdedir. Son çıkan, (Grand Larousse) ise, öldürüldüğünü yazmakdadır. 1940 târîhli (Larousse illustre)de, (fut assassiné en 1876= 1876 da katl edildi) yazılıdır. 5 Hazîran günü cenâzesi büyük merâsimle kaldırıldı. Topkapı serâyında yıkandı. Pederi sultân ikinci Mahmûd hânın ÇenberlitaÅŸdaki türbesine defn edildi.

Süleymân pâşa, bu inkılâbın meÅŸrûtiyyet için yapıldığını söyleyince, Avnî pâşa, sen sus! Asker siyâsete karışmaz demiÅŸdir. Hâlbuki, kendisi, askeri çokdan siyâsete karışdırmış. Balkanlarda felâketli hâdiselerin patlak vermesine sebeb olmuÅŸdu. Nitekim, 2 Temmuzda Sırb ve KaradaÄŸ prenslikleri isyân etdi. Balkanlar karışdı. 24 Nisan 1296 [m. 1877] de Rusyanın arabulucu teklîfi red edilerek, 93 harbi baÅŸladı. Hemen müşîr yapılan Süleymân pâşa, Şıpka geçidini ruslara kapdırınca, maÄŸlûbiyyete sebeb oldu. Plevnede üç kerre zafer kazanarak gâzî ünvânını alan Osmân pâşayı kıskandı. Maçka meydân muharebelerini de gayb ederek, Edirneye kadar kaçdı. Böylece, Edirne de, harâb oldu. Ruslar Ayastefanosa [YeÅŸilköye] kadar geldi. Ä°ngilizler, bu maÄŸlûbiyyeti fırsat bilerek, 20 Mayıs 1878 de, Ä°stanbulda Alî Süâvî vak’asını çıkarıp, ikinci Abdülhamîd hânı devirmek, hilâfeti laÄŸv etmek istedi ise de, muvaffak olamadı. Alî Süâvî mason idi. Karısı ingiliz idi. (Yeni Türkiye târîhi) diyor ki, (Ä°kinci Abdülhamîd hânın diplomasisi [Aklı ve zekâsı] olmasaydı, 93 harbinin zararları dahâ büyük olacakdı). Süleymân pâşa, sefîh ve zelîl bir hayât sürerek, 1309 [m. 1891] de BaÄŸdâdda öldü.

Abdül’azîz hânı ÅŸehîd etdiren pâşalar, baÅŸarılarının zevki içinde, Midhât pâşanın Bâyeziddeki konağında, 15 Hazîran gecesi toplanmışlardı. Odaya giren erkân-ı harb kolaÄŸası, 26 yaşındaki, Hasen beÄŸ, Avnî pâşayı ve sonra hâriciyye nâzırı Râşid pâşayı vurup öldürüyor. Midhat pâşayı kovalıyor ise de, pâşa mutbaha kaçıp, aşçının dolabına saklanıp, ölümden kurtuluyor. Yaralı yakalanan Hasen beÄŸ, ertesi gün Bâyezîd meydânında ÅŸehîd ediliyor. Edirnekapıdan Topkapıya giderken, saÄŸ köşede, parmaklıklı mezârının büyük taşında (Ãœmerâ ve guzât-i çerâkiseden Ä°smâ’îl beÄŸin oÄŸlu olup, Harb okulunu bitirip, kolaÄŸası rütbesinde iken, genç yaşında, velîni’meti uÄŸrunda fedây-i cân eden, Çerkes Hasen beÄŸin kabridir) yazılıdır. Sultân Abdül’azîz hân, Çerkes Hasen beÄŸin eniÅŸtesi idi. Halîfenin fecî’ ÅŸeklde ÅŸehîd edildiÄŸini ve annesi Pertevniyâl sultâna çok çirkin iÅŸkenceler yapıldığını iÅŸiten sultân Murâdın üzüntüden ve bu felâket yolunun sonunu düşünmekden aklı bozuldu.

Sultân Abdül’azîz hân, onbeÅŸ senelik saltanat zemânını Dolmabağçe serâyında geçirdi. Bu serâyda iken hal’ edildi. BeÅŸinci Murâd da üç aylık saltanatını bu serâyda geçirdi. Ä°kinci Abdülhamîd hân, bu serâyda yedi ay oturdukdan sonra, Yıldız kasrlarına yerleÅŸdi. Sonra Yıldız serâyını yapdı. Sultân Muhammed Reşâd da, Dolmabağçe serâyında oturdu.

Sultân Abdül’azîz hân, [1278] de yeni askerî elbiseleri kabûl etdi. [1279] da posta pulu kullanıldı. [1286] da SüveyÅŸ kanalı açıldı. [1288] de Ä°stanbulda tramvay iÅŸletilmeÄŸe baÅŸladı. [1292] de Galata tüneli yapıldı ve askerî rüşdiyye mektebleri açıldı. [1279] da Osmânlı bankası açıldı. [1280] de sâhillere deniz feneri konuldu ve devlet şûrâsı [Danıştay] kuruldu. [1284] de sultânî mektebleri [liseler] açıldı. [1285] de Sanâyi mektebleri açıldı. [1286] da Fransa imperatöriçesi Ä°stanbulu ziyâret etdi. [1287] de Avusturya imperatörü, sultân Abdül’azîzi ziyârete geldi. [1287] de ÅŸark demir yolları yapıldı. [1287] de tıbbiyye-i mülkiyye açıldı ve orman ve ma’den mektebleri açıldı ve Eski serây dış kapısı, ya’nî üniversitenin Bâyezîd meydânına açılan giriÅŸ kapısı yapıldı. [1288] de itfâiyye alayı teÅŸkîl edildi. [1289] da seyyâr havz yapıldı ve Dârüşşefeka lisesi açıldı. [1290] da ÃŽrân şâhı, sultân Abdül’azîzi ziyârete geldi ve Ä°zmit demir yolu yapıldı.

Abdülaziz Han, güçlü kuvvetli, ata sporlarından güreÅŸe, ciride, ava meraklı, kahraman yapılı bir hükümdardı. Halk kendisini sevmekte, ikinci bir Yavuz olarak görmekteydi. Ãœzerinde durduÄŸu en mühim mesele ordu ve donanmanın yeniden tanzim edilmesi, yeni usullere göre tekamül ettirilmesiydi. Avrupa’dan elde edilen kredilerin pek çoÄŸu bu sahada sarf edildi. Donanma, dünyanın sayılı donanmalarından birisi oldu. Nizamiye, ihtiyat, redif ve müstahfız adıyla 700.000’i aÅŸkın askeri bir kuvvet hazırladı. Bunların top ve tüfek ihtiyaçları için de modern tesisler kurdurdu.

Sultan Abdülaziz Han, zeki, anlayışlı ve dünya siyasetine vakıf olduÄŸu için saltanatının ikinci yılında (1863) Mısır’ı ziyaret etti. Kalabalık bir heyetle beraber, Mısır’a yapılan bu gezi çok gösteriÅŸli oldu. Yavuz Sultan Selim’den sonra Mısır’a gelen ilk Osmanlı sultanına halk çılgınca sevgi gösterilerinde bulundu. Sultan Abdülaziz, Kahire’yi at üstünde dolaÅŸtı. Bu seyahat Mısır halkının Hilafet makamına olan baÄŸlılığının güçlenmesini saÄŸladı.

1867 yılında Paris’te açılan büyük bir sergiyi görmek için imparator Napolyon’un davetini kabul ederek Fransa’ya gitti. Oradan, Ä°ngiltere, Belçika, Almanya, Avusturya, Macaristan yoluyla memlekete döndü. Bu seyahatlerinde Fransa imparatoru Üçüncü Napolyon, Ä°ngiltere Kraliçesi Victoria, Belçika Kralı Ä°kinci Leopold, Prusya Kralı Birinci Wilhelm, Avusturya Ä°mparatoru ve Macaristan Kralı Birinci Fransuva-Josef, Romanya Prensi Birinci Karol ile görüştü. Sekiz ülkeye gitti. BeÅŸ hükümdarla görüştü.

Balkanlarda Rusya ve diÄŸer devletlerin desteklemesi ile çıkan isyanlar, devrinin en mühim hadiselerindendir. Rumeli ve Girit’teki gayri müslim halkın ayaklanmaları devletin başına büyük gaileler açtı. KaradaÄŸ, Sırp, Bulgar ve Girit isyanları ile hükümet hem nüfuz, hem de mali bakımdan kayıplara uÄŸradı. KaradaÄŸ’a yapılan savaÅŸlar kazanılarak bu mesele bir müddet için kapandı. Sırbistan’da bazı kalelerdeki askerlerin geri çekilmesi ile anlaÅŸma yapıldı. Girit’teki isyan, baÅŸarılı bir askeri harekat ile bastırıldı.

Mahmud Nedim PaÅŸanın sadareti, hem dışta hem de içte devletin itibarının sarsılmasına sebeb oldu. Tarafdarı olduÄŸu Rus Sefiri Ä°gnatiyef’in tavsiyeleri ile hareket eden Mahmud Nedim PaÅŸa, aldığı kararlarla Avrupa devletlerinin tepkisini çekti. Bilhassa devletin senelik ödediÄŸi borcunu beÅŸ sene müddetle ödenmeyeceÄŸini bildirmesi üzerine Avrupa’da Osmanlılar aleyhine gösteriler yapılmasına yol açtı. Zaten Rusya’nın da istediÄŸi buydu. Nitekim, Ruslar bu karışıklıktan faydalanarak Balkanlarda Panislavizm propagandasını yaygınlaÅŸtırıp büyük huzursuzluklar çıkardılar. 1875 yazında Bosna-Hersek’te isyanlar çıktı. Bunu Rusya’nın teÅŸviki ile 1876’da Sırbistan’ın Osmanlı Devletine savaÅŸ ilanı takip etti. Osmanlı Devleti sıkıntılar içinde olmasına raÄŸmen Sırbistan’ı kısa sürede maÄŸlub etti. Ardından Bulgaristan’da karışıklıklar çıktı ise de mahalli kuvvetlerle bastırıldı.

Abdül’azîz hân, kardeÅŸi gibi, memleketin idâresini Alî ve Füâd pâşanın ve bunların yetiÅŸdirdiÄŸi masonların ellerine bırakdı. Bunlar da, Ä°ngilizin siyâsetine göre hareket etdiler. Dağıstanlı ÅŸeyh Şâmil, yirmi sene ruslarla kahramanca cihâd yaparak, ordularını perişân ederken, seyrci kaldılar. Bu mücâhidin 1283 [m. 1866] de esîr düşmesine sebeb oldular. Rusların 1290 [m. 1873] de, Semerkand, Buhâra ve Hiveyi iÅŸgâl etmelerine de sebeb oldular. Ömrlerini Avrupada geçirdiler. Memleketde kaldıkları zemân, Tanzîmât fermânındaki mason plânlarının tatbîk edilmeleri için çalışdılar. Bu hiyânetlerinin sebebi mes’ûlü elbette Halîfenin gafleti idi. Bu gafletinin netîcesinde, masonlar ve onlara aldananlar tarafından ÅŸehîd edildi.

Sultân Abdül’azîz, ÇıraÄŸan ve BeÄŸlerbeÄŸi serâylarını yapdırdı. Muhtelif yerlerde de kasrlar yapdırdı. Beykoz kasrı bunlardandır. Çırâğân yalısını ilk olarak NevÅŸehrli Dâmâd Ä°brâhîm pâşa yapdırdı. Sonra üçüncü Selîm hânın hemşîresi Beyhân sultân tarafından yeniden yapıldı. Ahşâb ve çok zînetli idi. Sultân, bunu, kardeÅŸi sultân Selîme satdı. Sonra, ikinci Mahmûd hân, 1252 [m. 1836] de yıkdırarak ahşâb serây yapdı. Sultân Abdülmecîd hân bu serâyda oturdu. 1271 [m. 1855] de yıkdırdı. 1288 [m. 1871] de Abdül’azîz hân, son muhteÅŸem serâyı dört milyon liraya yapdırdı.

BeÄŸlerbeÄŸi serâyının yerinde, tepede birinci Ahmed hânın (Åževk-âbâd) kasrı vardı. Sâhil serâyını ikinci Mahmûd hân ahşâb yapdırdı. Moltekeyi burada kabûl eylediÄŸi zemân, çubuk içiyordu. Abdülmecîd hân, 1249 [m. 1833] de bu serâyda merâsimle hatm-i ÅŸerîf indirmiÅŸdi. Sultân Abdül’azîz hân, 1282 [m. 1865] de, bu ahşâb serâyı yıkdırıp yerine mermerden muhteÅŸem serâyı yapdırdı. Sultân, 1865 Nisânının yirmibirinci Cum’a günü serâya yerleÅŸdi. Yaz mevsimlerini burada geçirirdi. Balkan harbi bozgununda, Enver ve Talât pâşalar, ikinci Abdülhamîd hânı "rahime-hullahü teâlâ" Selânikden (Lorley) Alman vapuru ile Ä°stanbula getirtip, BeÄŸlerbeÄŸi serâyına koydular. BoÄŸaziçi tarafında, alt katda, arka tarafda, bir odada yerleÅŸip, yetmiÅŸaltı yaşında iken, zâtürrie hastalığından vefât etdiÄŸi, 10 Åžubat 1336 [m. 1918] gününe kadar, burada yaÅŸadı.

« Son Düzenleme: 09 Ekim 2010, 10:53:08 Gönderen: Ensar7-8-3 »
Unutul-A-mayan 3 Site..
Ä°lk Site:
www.bulutforum.com
Ä°kinci Site:
www.forumbulut.tr.cx
Bu iki site kapandı..
Ancak yeni bir site daha var!!
Paylaşımın yeni bir adresi:
www.istforum.awardspace.biz

Brudgeeldendy

  • Tam Ãœye
  • ***
  • Ýleti: 221
  • Karma +0/-0
    • Profili Görüntüle
WedmkfnZsypfcxx
« Yanýtla #1 : 06 EYLL 2013, 04:55:38 »
because people are no longer aware of your company. In other words, the advertisement not only builds your brand, it generates highly targeted and jimmy choo uk qualified traffic to your website. Only those prospects who are interested in your summer vacation packages will visit your website after reading the print advertisement.There are travel companies which have only an Internet presence. Look at the various forms in which they could promote supra london sales: e-brochures, e-mail messages, blogs, websites, print media, phone calls and so on. Obviously, attribution marketing is vital for them. When formulating a media plan, always consider the advantages of attribution marketing. If you are using the services of an interactive advertising and marketing agency, use their services for attribution marketing. Every marketing dollar is a vital resource and should be spent wisely.The Absence of ElectronicsWhile I was driving home one night, I was stopped at a traffic light and began to imagine what life would be like without the many electronic conveniences we enjoy. Hmm...As a Floridian, we are accustomed to losing power due to tropical storms and hurricanes, which tends to annoy us by living without such things as air conditioning and television, as well as the loss of food maintained in the refrigerator. Schools close in such situations and are often converted to shelters. Other than this, life basically goes on as usual, but what if it turned into a permanent condition? What if some sort of electronic virus infiltrated all of supra high tops our computers, phones, and other electronic gadgetry, and somehow shut them all done? Our first concern would be whether our military could continue to defend our country effectively, that our hospitals could properly function, and that we could feed the populace adequately. supra shoes uk It would be like the premise used in the movie, "The Day the Earth Stood Still," except it would be for an extended period of time. Assuming we could accommodate these situations though, what would life be like without true religion sale electronics?For starters,
 
http://www.51guomi.com/
http://www.zhongtiancaizhi.com/

seliLiego

  • Acemi Ãœye
  • **
  • Ýleti: 87
  • Karma +0/-0
    • Profili Görüntüle
    • cheap nike nfl authentic jerseys,football jerseys cheap,football kits for teams,Promotional activities.
ter only and 350 for the basic package for 15 children. Andy's Parties8374 Macthomas Ave., NWNorth Canton OH 44720330 497 3FUNTop Picks I don't know about you but there are always a few people on my list for whom choosing gifts is especially difficult. They either seem to have everything that they could possibly want or I have no idea what to get them. If you have someone like that on your list who loves beer here are a few gifts that they will certainly enjoy. 1. Buy Them a Beer Online This works especially well with distant friends. Here's how it works: You go to a website that offers this service. You buy your friend a beer or pretty much any kind of drink. They are contacted by the site with the news that they now have a credit to go out and have a drink on you. Want to give it a try? Check out YouGotBeer. com or Beer2Buds. com. These sites work quite differently from each other so check them both out. Compare Prices2. MagazinesThere are some really good beer cheap soccer jerseys from china magazines out there. All About Beer, US Every issue is packed with industry news, articles that study beer in depth, and a ratings section that rates hundreds of beers. Beer Brewer, Australia and New Zealand A quarterly that features industry news, beer food matching, home brewing tips and beer tasting notes. Draft, US This magazine focuses beer drinking culture. Glossier and with a little less depth than the others, it is good for idle thumbing. Beer Advocate, US This is the ultimate craft beer lover's publication from the cheap nfl jerseys china owners of BeerAdvocate. com. Compare Prices3. Beer BooksEvery year there are new books about beer on the shelves. Here are cheap soccer jerseys from china some recent titles of interest: Red, White, and Brew by Brian Yaeger This is an entertain

You may be interested in:
http://webhostpak.info/index.php?action=profile;u=4704